Kategori: Ekonomi

  • Ticaret 14 firmanın DİR iznini iptal edildi

    Ticaret 14 firmanın DİR iznini iptal edildi

    ANKARA (İGFA) – Ticaret Bakanlığı, 2025 yılı Mart ayına ilişkin Dahilde İşleme İzin Belgeleri (D1), Yurt İçi Satış ve Teslim Belgeleri (D3) ile firma talebine istinaden iptal edilen Dahilde İşleme İzin Belgeleri listelerini bugünkü Resmi Gazete’de yayımladı.

    İhracatçı ve üretici firmaların gümrük muafiyetlerinden yararlanarak uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artırmasını destekleyen Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında düzenlenen belgeler kapsamında toplamda 617 firmaya dahilde işleme izin belgesi düzenlendi.

    Bugün yayımlanan tebliğlere göre 19 firmaya D3 yurt içi satış ve teslim işleme izin belgesi verilirken, firma talebine istinaden 14 dahilde işleme izin belgesi ise iptal edildi.​​​​​​​

    –– 2025 Yılı Mart Ayına Ait Dahilde İşleme İzin Belgelerinin (D1) Listesi için tıklayabilirsiniz
    –– 2025 Yılı Mart Ayına Ait Yurt İçi Satış ve Teslim Belgelerinin (D3) Listesi için tıklayabilirsiniz
    –– 2025 Yılı Mart Ayına Ait Firma Talebine İstinaden İptal Edilen Dahilde İşleme İzin Belgelerinin Listesi için tıklayabilirsiniz

  • Tarihin en büyük don felaketi

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Giresun’da zirai don nedeniyle zarar gören fındık bahçelerini yerinde inceleyerek önemli açıklamalarda bulundu. Yumaklı, yaşanan soğuk hava dalgasının son 30 yılın en düşük sıcaklıklarına neden olduğunu belirterek, 34 ilde 16 farklı tarım ürününün bu olağanüstü durumdan etkilendiğini söyledi. Gıda arzında herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını vurgulayan Bakan Yumaklı, TARSİM sigortası olmayan ama Çiftçi Kayıt Sistemi’ne dahil üreticilere de giderleri oranında ödeme yapılacağını duyurdu.

    “KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARTIK HAYATIMIZIN TAM GÖBEĞİNDE”

    Bakan Yumaklı, yaşanan felaketi “tarihin en büyük don olayı” olarak nitelendirerek şunları söyledi: “Küresel iklim değişikliğinin etkisi artık yadsınamaz bir gerçek. Bundan sonra da kimi yerde zirai don, kimi yerde sel ve kuraklık gibi felaketlerle karşı karşıya kalacağız.”

    Özellikle yüksek rakımlarda yer alan tarla ve bahçelerin daha büyük zarar gördüğünü vurgulayan Yumaklı, ekiplerin olayın ilk anından itibaren sahada olduğunu belirtti. Meteoroloji uyarılarının ardından önlemlerin hızla alındığını da ifade etti.

    16 ÜRÜNDE ZARAR, GIDA ARZINDA SORUN YOK

    Don felaketinin 16 farklı tarım ürününde hasara neden olduğunu açıklayan Bakan Yumaklı, “Gıda arzında herhangi bir sıkıntı söz konusu değil” dedi.

    Bazı meyve türlerinde hasarın oldukça yüksek olduğunu söyleyen Yumaklı, zararın tespiti için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

    SİGORTASIZ ÇİFTÇİYE DE ÖDEME YAPILACAK

    Bakan Yumaklı, Tarım Sigortası (TARSİM) yaptırmış olan çiftçilerin poliçeleri kapsamında ödeme alacağını belirtirken, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı fakat sigortası olmayan üreticilere de bir müjde verdi:

    “Hasar tespit çalışmalarının ardından, sigortasız üreticilere de tarla ve bahçeleri için yapılan harcamalar oranında ödeme yapılacak.”

  • Tarımda kriz ve mücadele Nilüfer’de tartışıldı

    Tarımda kriz ve mücadele Nilüfer’de tartışıldı

    BURSA (İGFA) – Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve Nilüfer Kent Konseyi Çevre Meclisi iş birliğiyle, “17 Nisan Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü” kapsamında çiftçilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla söyleşi düzenlendi.

    Pancar Deposu’nda gerçekleşen “Türkiye’de Çiftçi Örgütlenmesi ve Sorunları” başlıklı etkinliğin konuşmacıları CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Akbelen direnişiyle tanınan İkizköy Muhtarı Nejla Işık ve Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey oldu. Moderatörlüğü ise Nilüfer Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürü Fikri Gizir üstlendi.

    Söyleşiye Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Bukle Erman ve Zerrin Güleş, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın, Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Semiha Öztan, NİLKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Ayyılmaz, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Açılış konuşmalarında söz alan Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın, tarım nüfusunun sürdürülebilirliği üzerine dikkat çekerek, bu yapının verimli kaynaklarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Çevre Meclisi Başkanı Semiha Öztan da 17 Nisan’ın çiftçiler açısından taşıdığı önemi ifade etti.

    NİLKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Ayyılmaz ise tarımdaki ekonomik zorlukların çiftçileri üretimden uzaklaştırdığını belirterek, “Daha fazla çiftçiye ulaşmalı, çiftçi sendikalarını desteklemeliyiz. Dayanışma içinde olmalıyız” dedi.

    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman da konuşmasında, “Tarım politikalarındaki belirsizliklere rağmen üretmeye devam eden çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu mücadele geçim değil, geleceğe sahip çıkma mücadelesidir” ifadelerini kullandı.

    Açılış konuşmalarının ardından çiftçilerin sorunlarına yönelik söyleşi gerçekleştirildi.

    “SÖZLEŞMELİ TARIM DAYATILDI”

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, dünyada yaşanan savaşlar ve krizlerin tarımda dönüşüm yarattığını belirtti. Türkiye’de tarıma yeterli destek verilmediğini dile getiren Sarıbal, “Amerika, kooperatifler üzerinden planlı bir kalkınma modeli geliştirdi. Türkiye’de ise çiftçiye dayatılan sözleşmeli tarım sistemi, üreticiyi sürekli zarara uğratan bir yapıya dönüştü” dedi.

    “DİRENİŞİMİZ EKMEK MÜCADELESİDİR”

    İkizköy Muhtarı Nejla Işık ise Akbelen’de yürütülen çevre mücadelesinin aynı zamanda bir üretim ve yaşam mücadelesi olduğunu belirtti. “Biz büyük şirketlere karşı başımız dik durduk. Kimseye boyun eğmedik. Bu mücadele sayesinde Akbelen’i dünya duydu” diyen Işık, çiftçiliğin her geçen gün zorlaştığını ve tarıma sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

    Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey ise çiftçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, “İlçemizde 160 bin dönüme yakın ekiliş alanı bulunuyor. Ancak bunların yalnızca yarısı resmi kayıtlarda yer alıyor. Planlı üretim için öncelikle doğru verilere ulaşmamız gerekiyor” dedi.

    Etkinliğin sonunda katılımcılar konuşmacılara merak ettikleri soruları yöneltti.

  • ‘Geleceğin Enerji Stratejisi’ Uludağ Enerji Zirvesi’nde konuşuldu

    ‘Geleceğin Enerji Stratejisi’ Uludağ Enerji Zirvesi’nde konuşuldu

    BURSA (İGFA) – İş dünyasının referans eğitim merkezi Bursa Business School’da düzenlenen Uludağ Enerji Zirvesi iki gün boyunca enerji sektörünün öncü isimlerine ev sahipliği yaptı.

    Geleceğin enerji stratejilerinin şekillendirildiği bir platform olma hedefiyle enerji sektörünün dönüşümüne ışık tutan Uludağ Enerji Zirvesi, kapsamlı oturumların ardından tamamlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan ve sektör temsilcilerinin de katıldığı zirvede, Türkiye’nin enerji vizyonundan yerli teknoloji ve mega enerji yatırımlarına, finansal dönüşümden sektörde yapay zeka dönüşümüne, enerji depolama sistemlerinden fosil yakıtlarda dönüşüm stratejisine kadar çok sayıda konu başlığı zirvede ele alındı.


    “Geleceğin Enerji Stratejisi Ele Alındı”
    Enerjinin artık sadece bir sektörün değil, tüm iş dünyasının ana gündem maddesi haline geldiğini belirten BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, “Zirvemiz bu sene ‘Geleceğin Enerji Stratejisi’ mottosuyla yola çıktı. Enerji sektöründe küresel dinamikler ve Türkiye’nin stratejik rolü, enerji dönüşümünün finansmanı gibi konuları değerlendirdiğimiz zirvede, hidrojenden rüzgâra, arz güvenliğinden teknolojik gelişmelere birçok başlığı konuştuk. Enerji sektörünün daha verimli, daha rekabetçi ve daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu kapsamda düzenlediğimiz Uludağ Enerji Zirvemizin yalnızca enerji sektörüne değil, tüm iş dünyamıza ilham veren, çözüm odaklı bir platforma dönüştü. BTSO Enerji Konsey Başkanımız Erol Dağlıoğlu başta olmak üzere, konsey üyelerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.


    “Zirvede Önemli Mesajlar Verildi”
    BTSO Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu, zirvenin oldukça verimliği geçtiğini söyledi. Programda güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir kaynakların yanı sıra enerji depolama teknolojileri ve yapay zekâ destekli enerji yönetim sistemlerinin konuşulduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, “Veri merkezlerinden elektrikli araçlara kadar pek çok teknolojinin temelinde enerji var. Bu nedenle sadece üretimi değil, depolamayı da konuştuk. Ayrıca geleceğin enerji kaynaklarından biri olarak gösterilen hidrojen de gündemimizde yer aldı. Zirve kamu, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin değerli paylaşımlarıyla oldukça verimli geçti. Katılım oldukça yoğundu. Sektörün geleceğine yönelik önemli mesajlar verildi. İlkini Bursa Business School’da gerçekleştirdiğimiz Enerji Zirvesi’nin gelecek yıllarda daha güçlü bir şekilde düzenlemeyi hedefliyoruz. Bizlere bu noktada destek veren BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın İbrahim Burkay ve yönetim kurulunun yanı sıra tüm konuşmacı ve katılımcılarımıza şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Bayram sonrası ikinci elde patlama yaşandı

    Bayram sonrası ikinci elde patlama yaşandı

    İSTANBUL (İGFA) – İkinci el otomobilin kurumsal temsilcilerinden Otomerkezi.net, pazardaki gelişmelere mercek tutan açıklamalarda bulundu. Bayram öncesi süreçte beklenen bir hareketlilik yaşanırken, bayram sonrası beklenmeyen bir satış artışı yaşanıyor. 1 milyon TL’nin altındaki otomobiller için “adeta yok satıyorlar” yorumunu yapan Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş, “2 yıllık süreci göz önünde bulundurduğumuzda inişli çıkışlı ve akabinde stabil seyreden bir pazardan söz ediyorduk. Ancak resmi olmayan verilere göre ve gözlemlerimize baktığımızda, özellikle bayramın hemen ardından gelen haftada, haftalık bazda ikinci el satışlarında rekor bekliyoruz.” dedi.

    Oto ihale platformları bir haftada 10 bin ikinci el araç sattı

    Nihai tüketicinin buluştuğu perakendenin yanı sıra, ticari satışların yoğunlukta olduğu oto ihale platformlarında, bayramın hemen ardından gelen bir haftalık periyodda yaklaşık 10 bin ikinci el araç satıldı. Döviz kurundaki dalgalanma ve yükseliş, sıfır araçlarda yeni model yılı ve kurla birlikte fiyat artışları yaşanması, ikinci el otomobillere olan talebe direkt olarak etki etti. Yaşanan siyasi gelişmeler nedeniyle tüketicilerde kur ve faiz artışı endişesini gördüklerini ifade eden Karakaş, “Talebin suni ve geçici mi yoksa kalıcı mı olduğunu şu an için söylemek mümkün değil. Ancak uygun fiyatlı otomobillerde halen satış yoğunluğu devam ediyor.” şeklinde konuştu.

    Pazarın geleceğinde yine kur-enflasyon-faiz üçgeni belirleyici olacak

    Stabil seyreden pazarda yaşanan hareketliliğin sektörde umut yarattığını ifade eden Karakaş, ikinci el araç pazarında yine belirleyici unsurların döviz kuru-enflasyon ve faiz üçgeni olduğuna işaret etti. Olası bir faiz ve döviz artışı durumuna karşın tüketici taleplerinde artış yaşanacağını kaydeden Otomerkezi.net CEO’su, sıfır kilometre araç fiyatlarındaki artış ve olası döviz-faiz artışından ikinci el araç fiyatlarının da etkilenebileceğine dikkat çekti ve “Fiyat artışları her zaman ikinci ele sonradan yansır. Artık B segmenti ve C segmenti sıfır otomobillerde, daha çok değil 2-3 sene D-E segmenti araçlarda gördüğümüz ütopik fiyatları görmeye başladık. Tam tersi ikinci elde ise çok uygun alternatifler var. Şu anki beklentimiz, ikinci el pazarının 2025’i 7,5 milyon adet, sıfırın ise 1 milyonun üzerinde adet kapatması.” dedi.

  • Zarar gören çiftçiye büyük destek

    Zarar gören çiftçiye büyük destek

    DENİZLİ (İGFA) – Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri, başta Acıpayam, Çivril, Çal, Bekilli, Güney ve Pamukkale olmak üzere don olayından etkilenen il genelindeki tüm kırsal mahallelerde saha çalışması yürütüyor. Ekipler, üreticilerle birebir görüşerek üzüm bağları, meyve ağaçları ve ekili alanlardaki hasarı yerinde inceliyor. Zirai donun özellikle meyve ağaçları ve bazı sebze ürünlerinde önemli kayıplara yol açtığı belirlenirken, Büyükşehir ekipleri üreticilerle birebir görüşerek incelemelerde bulunuyor. Çiftçilerin yaşadığı mağduriyetin en aza indirilmesi için gerekli desteğin sağlanacağı ifade edildi.

    “Üreticimizi yalnız bırakmayacağız”

    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, özellikle bağcılık ve meyveciliğin yoğun yapıldığı bölgelerdeki kayıpların kendilerini derinden üzdüğünü belirterek şunları söyledi, “Özellikle kent genelinde üreticilerimizin üzüm bağları, meyve bahçeleri ve ekili alanlar dondan olumsuz etkilendi. Ekiplerimiz sahada detaylı tespit çalışmaları yürütüyor. Üreticimizin mağduriyetini gidermek ve üretimin sürekliliğini sağlamak için tüm gücümüzle destek olacağız. Tarım, Denizli’mizin can damarıdır. Çiftçimizin her zaman yanındayız.”

    Zarar tespitlerinin ardından başta ziraat odaları olmak üzere ilgili kurumlarla iş birliği içinde üreticilere yönelik destek ve çözüm planlarının devreye alınacağı ifade edildi. Çiftçilerin talepleri doğrultusunda eğitim, danışmanlık ve çeşitli çalışmaların da gündeme alınacağı ifade edildi.

  • Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir

    Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir

    İZMİR (İGFA) – E-ticaret sektörünün gündeminde, Trump’ın ek gümrük tarifelerinin ortaya çıkarabileceği senaryolar var. Ticimax CSO’su Ceyhun Turan, “ABD’li tedarikçiler ve e-ticaret satıcıları için alternatif kaynak ülke arayışı hızlanabilir. Türkiye bu noktada stratejik bir avantaja sahip olabilir. Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir” dedi.

    Trump’ın ek gümrük tarifelerinin e-ticarette küresel tedarik zincirine nasıl yansıyacağı merak konusu. Sektör paydaşlarının gündeminde, Türkiye’deki e-ticaret oyuncuları için nasıl riskler doğurur ve e-ticaret firmaları için mali yük oluşturur mu gibi sorular var.

    Trump döneminde devreye giren ek gümrük tarifelerinin, küresel tedarik zincirinde dalgalanmalara yol açtığını ve bu dalgaların elbette Türkiye’deki e-ticaret oyuncularını da etkileyebileceğini ifade eden Ticimax CSO’su Ceyhun Turan, “Özellikle ithalata dayalı çalışan firmalar, ürün maliyetlerindeki artış ve tedarik sürelerindeki uzama nedeniyle karlılık konusunda zorlanabilir. Lojistik maliyetlerinin yükselmesi ve alternatif tedarikçilerle çalışma ihtiyacı da operasyonel yükü artırabilir. Ancak bu tabloyu bir risk kadar fırsat olarak da görmek mümkün. Türkiye’deki e-ticaret firmaları, bu gelişmeleri yerli üreticilerle daha yakın çalışmak, tedarik zincirini çeşitlendirmek ve dijital ihracat stratejilerini güncellemek için bir fırsata çevirebilir. Doğru adımlar atıldığında, bu süreç daha sürdürülebilir ve esnek bir büyüme modeli oluşturmak için bir dönüm noktası olabilir” dedi.

    ÇİN’İN BOŞALTTIĞI ALANI TÜRK ÜRETİCİ DOLDURABİLİR

    Trump yönetiminin, 2 Mayıs’tan itibaren Çin’den gelecek küçük paketlere uygulanan vergiyi yüzde 120’ye çıkarmasının da Çin menşeili ürünlerin ABD pazarında dezavantajlı hale gelmesine neden olması bekleniyor. Bu durumun Türkiye menşeili ürünlere ilgiyi artırabileceğine işaret eden Turan, “Çünkü bu durum Çin menşeli ürünlerin ABD pazarında rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor. Dolayısı ile tedarikçiler ve e-ticaret satıcıları için alternatif kaynak ülkeler arayışını hızlandırabilir. Türkiye, bu noktada stratejik bir avantaja sahip olabilir. Çünkü Türkiye, hem üretim kapasitesi hem de coğrafi konumu ile AB ve ABD’ye görece hızlı erişim sağlayabilen, gümrük avantajları açısından Çin’e kıyasla daha uygun maliyetli olabilecek bir alternatif olarak öne çıkıyor. Özellikle tekstil, ev ürünleri, takı, doğal kozmetik gibi kategorilerde Türkiye menşeili ürünlerin ABD’li satıcılar ve tüketiciler nezdinde daha cazip hale gelmesi mümkün. Eğer Türkiye’deki üreticiler ve e-ihracat yapan firmalar bu fırsatı doğru şekilde değerlendirirse, ABD pazarında Çin’in boşalttığı alanları doldurabilirler. Bu da e-ticaret altyapı sağlayıcıları olarak bizim için, hem ABD pazarına yönelik çözümler geliştirme hem de Türk firmaların uluslararası pazarlara entegrasyonunu hızlandırma adına önemli bir fırsat doğurur” diye konuştu.

    TÜRKİYE LEHİNE BİR AVANTAJA DÖNÜŞEBİLİR

    Trump yönetiminin Çin’den gelen küçük paketlere uyguladığı yüksek vergiler ve artan posta maliyetlerinin, özellikle Temu, Shein, AliExpress gibi Çin merkezli e-ticaret devlerinin ABD pazarındaki rekabet gücünü zayıflatabileceğine de vurgu yapan Turan şunları aktardı: “Bu gelişme, düşük fiyat ve hızlı gönderim üzerine kurulu iş modellerini sarsarken, alternatif tedarikçi arayışını da hızlandırıyor. Türkiye hem coğrafi konumu hem üretim kapasitesiyle bu noktada önemli bir fırsat yakalayabilir. Yerli e-ticaret platformları ve üreticiler, lojistik ve dijital altyapılarını güçlendirerek bu boşluğu doldurabilir, özellikle ABD ve Avrupa pazarlarında daha görünür hale gelebilir. Bu süreç, doğru stratejilerle yönetildiğinde, küresel oyuncularla rekabette Türkiye lehine bir avantaja dönüşebilir.”

  • Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe ihracat liderleri ödüllerle onurlandırıldı

    Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe ihracat liderleri ödüllerle onurlandırıldı

    İZMİR (İGFA) – Su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatçıları 2026 yılı sektör hedefi olan Türkiye geneli 4.3 milyar dolar, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği de 2 milyar dolar hedefine adım adım ilerliyor. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, 2024 yılı ihracat şampiyonları için düzenlediği “İhracatın Yıldızları Ödül Töreni”ni 2024 yılı mali genel kurul toplantısında gerçekleştirdi.

    Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Bedri Girit,”2024 yılında Türkiye genelinde 261 milyar dolarlık ihracat performansı sergilendi. Bunun 36 milyar doları tarım sektörüne ait. Sektörümüzün ihracatı ise 3 milyar 863 milyon dolar. Özellikle iki kalemde oldukça güzel bir performans sergiledik: Su ürünleri sektöründe geçen yıl 2 milyar dolarlık kritik sınırı aşmış bulunuyoruz. Kanatlı sektöründe, et ve yumurtayı birleştirdiğimizde ise 1 milyar doların üzerinde ihracat söz konusu. Yaklaşık 400 milyon dolarlık süt ve 32 milyon dolarlık bal ihracatımız da mevcut. Türkiye genelinde sektörümüzün iştigal konusundaki ihracatın birim fiyatı ortalama 3,15 dolar. Ancak bizim Birliğimizin birim fiyatı 4,13 dolar civarında. Yani Türkiye genelinden daha iyi durumdayız. Ayrıca, Türkiye genelindeki ihracatın yüzde 45’i Ege İhracatçı Birliklerinden yapılıyor. Su ürünleri ihracatının yüzde 68’i Bölgemizden yapılıyor. Daha sürdürülebilir ve birim fiyatı yüksek ihracat yapmamız gerekiyor” dedi.

    2025 yılı daha ağır ve zor bir yıl olacak

    Başkan Girit, “Yumurta, süt tozunda ve tereyağında gibi ürünlerde uygulanan yasaklar ve kotalar bizi fazlasıyla etkiliyor. Finansal sorunlarımız var. Dövizin, enflasyonla paralel gitmesini talep ediyoruz. Bu noktada hem devlete hem de firmalara sorumluluk düşüyor. Sektörün nitelikli ihracat hedefi doğrultusunda ortak bir vizyonla hareket etmesi gerekiyor. Türkiye için 2025’te yüzde 2,7’lik bir büyüme beklense de bizim ihracat yaptığımız gelişmiş ülkelerde büyüme oranı sadece yüzde 1,8. Bu nedenle 2025 yılı daha ağır ve zor bir yıl olacak. Ülke algısını yükseltecek hamleler yapmalıyız, firmalarımız da bu paralelde hareket etmeli. ABD pazarına yönelik yürüttüğümüz TURQUALITY Projemiz 6’ıncı yılına giriyor. Japonya’ya yaptığımız ziyarette bir üniversiteyle anlaşma sağladık. Bu kapsamda Eylül ayından itibaren Türk yemeklerinin teorik ve pratik sunumları yapılacak. 2026 yılı sektör hedefimiz olan Türkiye geneli 4.3 milyar dolar, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz olarak da 2 milyar dolar hedefimize adım adım ilerlemekteyiz.” diye konuştu.

    Ödül almaya hak kazanan firmalar adına, Ege Orman Vakfına yapılan bağış ile toplam 500 adet fidan Manisa Yunt Dağı Mevkii’ne dikilerek, ihracatçılar adına bir hatıra korusu oluşturuldu.

  • Turizmin kalbi 2026’da İstanbul Fuar Merkezi’nde atacak!

    Turizmin kalbi 2026’da İstanbul Fuar Merkezi’nde atacak!

    İSTANBUL (İGFA) – Dünyanın en büyük 5 turizm fuarı arasında yer alan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT, 2026 yılında kapılarını yeni adresinde açmaya hazırlanıyor.

    28 yıldır Türkiye’de pek çok yeni tatil ve turizm destinasyonunun oluşmasına öncülük eden; şehirlerin ve beldelerin markalaşmasına, turistlerle buluşmasına katkı sağlayan turizm sektörünün dünyaya açılan en önemli kapısı EMITT, 5-7 Şubat 2026 tarihlerinde Yeşilköy’de yer alan İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) düzenlenecek.

    T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı, ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile, Türk Hava Yolları’nın resmi ulaşım sponsorluğunda, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) iş ortaklığında ve 2025 yılında Türkiye İş Bankası’nın ana sponsorluğunda gerçekleşen EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı, 30.000’e yakın yerel ve uluslararası sektör profesyonelini ve dünyanın dört bir yanındaki tatil destinasyonlarının ve seyahat şirketlerinin sunduğu yeni ve heyecan verici seyahat fırsatlarından faydalanmak isteyen binlerce tatil tüketicisini misafir ediyor.

    Her yıl binlerce katılımcı ve ziyaretçiyi ağırlayan, sektöre yön veren markalar, tur operatörleri, acenteler ve birçok profesyoneli aynı masa etrafında buluşturan EMITT, yeni lokasyonuyla daha erişilebilir, merkezi ve işlevsel bir fuar deneyimi sunmayı hedefliyor.

  • Dijitalleşen Türkiye sanayisi Bursa’da buluşuyor!

    Dijitalleşen Türkiye sanayisi Bursa’da buluşuyor!

    BURSA (İGFA) – Sürdürülebilir yaşam ve çevre için sıfır emisyon hedefiyle, Türkiye’de elektrikli araç ve şarj teknolojileri sektörünün gelişmesi ve tüm sektör paydaşlarını bir araya getirmek misyonuyla yola çıkan, 60’tan fazla markanın katılacağı ve birçok yeni ürün lansmanının yapılacağı Go Green Türkiye’de elektrikli araçlar, şarj teknolojileri, ekipmanları ve donanımları, tek çatı altında toplanacak. Ayrıca sektöre yön veren konferanslar ve ziyaretçiler için elektrikli araç test sürüşleri gerçekleştirilecek.

    Enerji Dönüşümünün Kalbi Go Energy Türkiye ile Atacak

    Yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji verimliliği, elektrikli sistemler ve sürdürülebilir enerji çözümlerinin sergileneceği Go Energy Türkiye, enerji sektörünün yerli ve yabancı profesyonellerini bir araya getirecek. Fuarda, güneş enerjisi sistemlerinden depolama çözümlerine, şarj istasyonlarından enerji altyapısına kadar birçok yenilikçi ürün ve hizmet tanıtılacak.

    Dijital Gelecek Go Digital Türkiye’de

    Go Digital Türkiye Fuarı; yapay zekâ, nesnelerin interneti (IoT), büyük veri, siber güvenlik, yazılım ve otomasyon alanlarında en güncel dijital dönüşüm teknolojilerini katılımcılarla buluşturacak. Kurumsal dijitalleşme adımlarında rehber niteliğinde olacak bu etkinlik, firmaların dijital çağa uyum sağlamasını sağlayacak çözümler sunmayı hedefliyor.

    Akıllı Lojistik Çözümleri Go Intralogistics Türkiye’de

    Depo yönetim sistemleri, otonom taşıma robotları, endüstriyel yazılımlar ve akıllı intralojistik çözümleriyle öne çıkan Go Intralogistics Türkiye, üretim ve lojistik süreçlerinde dijitalleşmeyi destekleyen yenilikçi teknolojilere odaklanacak. Bu fuar, verimliliği artırmak ve operasyonel maliyetleri düşürmek isteyen sektör temsilcilerine ilham verecek.

    Katılımcı Markalar, Etkinlikler ve Daha Fazlası

    No On Fuarcılık tarafından organize edilen fuarlar, bilgi paylaşımına olanak tanıyan seminerler, ürün lansmanları ve sektörel panellerle dolu dolu bir program sunacak. Organizasyon hakkında konuşan No On Fuarcılık Genel Müdürü Haydar İlk “Go Fuarları ile elektrikli araç, enerji, dijital dönüşüm ve intralojistik sektörlerinde Türkiye’yi geleceğe taşıyacak platformlar kuruyoruz. Katılımcı markalar ve profesyonel ziyaretçiler için zengin bir deneyim sunmaya hazırlanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bettürkey Giriş - Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -