Etiket: Üretim

  • Muğla’da Uluslararası Çiftçiler Günü tarımın gücüyle kutlandı

    Muğla’da Uluslararası Çiftçiler Günü tarımın gücüyle kutlandı

    MUĞLA (İGFA) – Etkinliğe, Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı,Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam, Muğla Güçbirliği Kooperatif Başkanı Fatih Öztürk, Muğla Arıcılar Birliği Başkanı Yılmaz Kara ve çok sayıda kooperatif üyesi katıldı. Programda, “Tarımda Kurumların Gücü” başlıklı yeni destek modeli tanıtıldı. Modelin temel amacı; üretim, depolama, işleme ve pazarlama gibi alanlarda üreticilere kurumsal destek sağlamak.

    “Tarımda Kurumların Gücü Projesi” Tanıtıldı

    Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi’nin çalışmalarını aktaran tanıtım videosuyla başlayan program, başarılı tarım örnekleriyle devam etti. Ardından tarımsal kalkınmaya dair çözüm önerileri ve katılımcı görüşlerine yer verilen interaktif bir oturum gerçekleştirildi.

    “Zirai Üretimin Nabzı Muğla’da Atıyor”

    Muğla Arıcılar Birliği Başkanı Yılmaz Kara, fondan arı yemi desteği ve temiz petek şoklama uygulamalarıyla Büyükşehir’in arıcılara verdiği desteğin önemini vurgularken, “Bu destekler sayesinde üretim sürdürülebilir hale geliyor” dedi. Muğla Güç Birliği Kooperatif Başkanı Fatih Öztürk, Berlin’deki tarım fuarına katılımın ve diğer şehirlerdeki tanıtım çalışmalarının Büyükşehir iş birliğiyle gerçekleştiğini belirterek, “Tarımda sağlanan her destek aslında geleceğe yapılan yatırımdır” ifadelerini kullandı.

    Uluçam: “Kooperatifçilik Kıbrıs’ın Tarım Hafızasında Önemli Bir Yer Tutuyor”

    Etkinlikte konuşan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilcisi Uluçam, KKTC’deki kooperatifleşme sürecinin tarihsel gelişimini aktararak geçmişten günümüze önemli örneklerle kooperatifçiliğin tarımsal üretimdeki rolünü vurguladı.Uluçam, kooperatiflerin kırsal kalkınmadaki etkisine dikkat çekerek, “Kooperatifleşme, Kuzey Kıbrıs’ta sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da güçlendiren bir gelenektir. Bu yapı, tarih boyunca üreticilerin birlikte hareket ederek güçlü bir tarımsal altyapı oluşturmasına imkân tanımıştır” dedi.
    Konuşmasında suyun tarımsal üretim için kritik önemine de değinen Uluçam, Türkiye’den KKTC’ye sağlanan su temininin, üretimin sürdürülebilirliği açısından hayati değer taşıdığını belirtti.

    Kallem: “Tarımda Kurumların Gücü ile Muğla’yı Geleceğe Hazırlıyoruz”

    Etkinlikte “Tarımda Kurumların Gücü” projesini tanıtan Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Buket Kallem, projenin amaç ve kapsamını şu sözlerle ifade etti: “Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımızın destekleriyle, Muğla tarımının geliştirilmesine katkı sağlamak, adil, sağlıklı ve çevre dostu bir tarım-gıda sistemini oluşturmak adına bu projeyi hayata geçirdik. Amacımız; yerelde sürdürülebilir tarımı teşvik etmek, üretimden depolamaya, işleme, lojistikten pazarlamaya kadar tüm süreçlerde üreticilerimize kurumsal destek sunmak.
    Tarım alanında karşılaşılan sorunları tespit edip ortak akılla çözüm önerileri geliştirmek, bilim ve teknik temelli politikaları hayata geçirmek içinbu projeyi planladık. ‘Tarımda Kurumların Gücü’ ile Muğla’da ve ülke genelinde koordinasyon içerisinde hareket ederek, daha güçlü bir sesle tarımın geleceğine yön vermeyi, çevresel duyarlılığı yüksek bir üretim modeliyle halkı aydınlatmayı hedefliyoruz.”

  • Bursa’da Osmangazi Belediyesi’nden ücretsiz fide dağıtımı

    Bursa’da Osmangazi Belediyesi’nden ücretsiz fide dağıtımı

    BURSA (İGFA) – Tarımın ve üreticinin güçlenmesi konusunda önemli adımlar atan Osmangazi Belediyesi, atalık tohum kullanımının yaygınlaşarak geleceğe taşınması adına da çalışmalarını arttırarak sürdürüyor. Vatandaşları balkon ve teraslarda tarım yapmaya teşvik etmek isteyen Osmangazi Belediyesi, ata tohumlardan üretilen domates ve biber fidelerini vatandaşlara dağıttı. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü kapsamında düzenlenen fide dağıtımına vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. İlçe sakinleri fidelerden alabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Osmangazi Meydanı’nda düzenlenen fide dağıtımına, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Osmangazi Ziraat Odası Başkanı İsmail Altınkaya, Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz ve meclis üyeleri katıldı.

    Standın başına geçerek vatandaşlara fide dağıtan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Çiftçilerimiz çok zor koşullarda üretim yapıyor. Girdi maliyetleri çok yüksek. Üretim sonucunda elde edilen kazanç ise çok düşük. Vatandaşlarımızı tarımsal üretime teşvik etmek ve küçük üreticiyi desteklemek adına 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde ata tohumlardan üretilen domates ve biber fidelerini dağıtıyoruz. Atalık tohumlarımızın yaygınlaştırılması çok önemli. Atalık tohumlarımızı gelecek nesillere bırakacağımız önemli değerlerimiz olarak görüyoruz. Dağıttığımız fideleri alarak toprakla buluşturacak olan vatandaşlarımıza da üretime verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.

    Osmangazi Belediyesi’nin bu hizmetinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getiren vatandaşlar, sadece çiftçilerin değil halkın da bahçe ve balkonlarda tarımsal üretim yapmasına katkı sağladığı için Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a teşekkürlerini sundu.

  • Tarladan sofraya uzanan başarı öyküsü: Ekopazar İzmir

    Tarladan sofraya uzanan başarı öyküsü: Ekopazar İzmir

    İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) iş birliğiyle, İzmirlileri sağlıklı ve doğal gıdayla buluşturduğu “Ekopazar İzmir” 15 yaşında. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2010 yılında başlattığı “Organik Tarımda Sürdürülebilir Bir Örnek Yarımada’da Organik Tarım Projesi” ile İzmirli çiftçiler, tarımda kimyasal kullanımını bırakarak tamamen organik üretime döndü. İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından projenin başladığı günden beri desteklenerek organik üretimi benimseyen çiftçiler, Türkiye tarımında 15 yıldır yaşanan tüm zorluklara rağmen dimdik ayakta, güçlü ve gönülden üretim yapmaya devam ediyor. Atalık tohumlar ve geleneksel yöntemlerle üretilen organik sertifikalı sebze ve meyveler, her cuma Bostanlı’da ve her salı Balçova’da kurulan Ekopazar’da doğrudan tüketiciye ulaşıyor.

    EKOPAZAR’DA ÜRÜNLER YOK SATIYOR

    Çiftçilerin özenle yetiştirdiği mahsuller, tarladan Ekopazar’a gelene kadar birçok kez denetimden geçerek İzmirlilerin sofrasına ulaşıyor. Ekopazar’da satılan ürünler, tüketicilere bez ya da kağıt ambalajlarda veriliyor. 15 yıllık süreçte İzmirlilerin yoğun ilgi gösterdiği Ekopazar’da ürünler genellikle sabah saatlerinde tükenmeye başlıyor.

    “ÜRÜNLERİN PESTİSİT ANALİZLERİ SÜREKLİ DENETLENİYOR”

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Üngür, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak, üreticinin yanında olmak, yerel üreticiyi desteklemek ve halkı sağlıklı gıdaya ulaştırmak için pek çok adım attıklarını belirterek “Bugün burada, Ekopazar İzmir adı altında bu adımların en güzel örneğini görüyoruz. Ekopazar İzmir, bundan yaklaşık 15 yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde başlatılan bir proje. Bu projeyle, halkımızı sağlıklı gıdaya ulaştırmayı, üretimde devamlılığı sağlamayı ve organik tarımı yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Ekopazar İzmir’de sadece organik sertifikalı ürünler satılıyor. Bu organik sertifikalı ürünler, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği tarafından sürekli denetleniyor, pestisit analizleri yapılıyor” diye konuştu.

    “EKOPAZAR İZMİR, DOĞRU ÜRETİM YAPAN ÇİFTÇİLERİMİZE BİR SAYGI DURUŞU”

    Bülent Üngür, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, “Ekopazar İzmir sadece bir pazar yeri, satış yeri değil. Ekopazar İzmir, kimyasaldan uzak duran, sağlıklı üretim yapan, doğru üretim yapan çiftçilerimizin emeğine bir saygı duruşudur. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak amacımız çok net. Başkanımız Dr. Cemil Tugay önderliğinde halkımızı sağlıklı gıdaya ulaştırmak, üreticiden tüketiciye doğrudan bir ulaşım sağlamak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak” ifadelerini kullandı.

    OLCAY BUYRUK: BU İŞ GÖNÜL İŞİ

    İzmir Büyükşehir Belediyesi ile projeye adım atan üreticiler halinden memnun. Projenin ilk çiftçilerinden Olcay Buyruk, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yarımada’da Organik Tarım Projesi ile bizim köye geldi. Böyle bir uygulamamız var, katılır mısınız dediler. Daha önce de ailemde hem ablam, hem babam hastalık geçirmişti. Organik tarıma bundan dolayı ilgi duyuyordum. Bu iş gönül işi; gönülden yapacaksınız, severek yapacaksınız. Çağımızdaki tarım uygulamalarında insan sağlığına çok zararlı maddeler kullanılıyor. Bunları bildiğimiz için bu işe yöneldik. 15 sene oldu” dedi.

    “MÜŞTERİLERİMİZLE AİLE GİBİ OLDUK”

    Sağlıklı ürün ürettikleri için mutluluk duyduklarını belirten Olcay Buyruk, “Müşterilerimizle aile gibi olduk. İzmir’de de İstanbul’da da müşterilerimiz var. Son zamanlarda yurt dışına giden ürünlerde pestisit çıkmasıyla beraber ilgi daha da arttı. Bizim ürünlerimiz sertifikalandırılıyor. Numuneler alınarak laboratuvarlarda inceleniyor. Sağlıklı bireylerin yetişmesi için organik tarım çok önemli. Toprağın bir arınma süresi var, ürünün yetişme süresi var. Burada sürekli ata tohumu kullandığımız için atalık tohumlarımızda da hibrit tohumlardaki kadar verim alabiliyoruz” dedi.

    AYSUN AKÇİL: ORGANİK ÜRETİME BAŞLAYINCAYA KADAR ÜÇ KEZ AMELİYAT OLDUM

    Organik üretimi yaşam biçimi olarak benimseyen çiftçiler, bu geleneği aileleriyle birlikte yaşatarak genç çiftçilerin yetişmesine de katkı sağlıyor. Sağlık sorunlarının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin projesiyle organik tarıma geçen Aysun Akçil, “Projeye ilk başlayanlardan biriyiz. O zamandan beri devam ediyoruz. Benim sağlık sorunlarım vardı. Onun üzerine başladık. Sağlığımdan da memnunum şu an. Devam ediyoruz. Kızlarımızı da teşvik ettik buna. Kendim de organik besleniyorum. Dışarıdan bir şey almıyoruz. Bende tümör vardı. Organik üretime başlayıncaya kadar üç sefer ameliyat oldum. Hasta olduğum zaman 6 ayda bir kontrole gidiyordum. Sonra senede bir gel dediler. Sonra 3 senede bir gel dediler. Demek ki bir şeyler değişti” ifadelerini kullandı.

    “HASTALARA ŞİFA OLUYOR”

    Aysun Akçil, hiç “of” demeden çalıştığını belirterek “Severek yapıyorum. Severek yaptığım için de hiçbir şey zor gelmiyor. En güzel şey ürünün zehirsiz olması. Gönlün rahat her şeyi yiyebiliyorsun. Elini uzatıp, koparıp anında yiyebiliyorsun. İzmir Büyükşehir Belediyesi bize ön ayak oldu. İzmirli daha çok talep etsin, biz üretiriz. Yeter ki bize pazar olsun” diye konuştu.

  • Başkan Alper Taban: Tarımda İnegöl modeli ile geleceğe yatırım

    Başkan Alper Taban: Tarımda İnegöl modeli ile geleceğe yatırım

    BURSA (İGFA) – Tarımda İnegöl Modeli başlığı altında İnegöl Belediyesi’nin tarıma yönelik desteklerinin şehre değer kattığını vurgulayan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl’ün tarımsal üretim verilerini de paylaşarak şehrin tarım ve hayvancılıktaki güçlü potansiyeline değindi.

    “İNEGÖL’ÜN TARIMSAL ÜRETİM DEĞERİ 10,4 MİLYAR TL’YE ULAŞTI”

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban 1065 km² yüzölçümüne sahip İnegöl’ün, 30 bin 33 hektar tarım arazisine sahip olduğunu belirterek, “İnegöl’ün tarım üretim değeri 2024 yılı itibariyle 10 milyar 450 milyon TL’ye ulaşmıştır. Tarla bitkileri, meyvecilik, sebzecilik ve yem bitkileri gibi alanlarda üretim gerçekleştiren çiftçilerimiz, şehrimizin ekonomik kalkınmasına önemli katkı sağlamaktadır. Ayrıca İnegöl’ün tarımsal faaliyetleriyle birlikte büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıktan da önemli üretim değerleri elde ettiğini belirtti. Şehrin 18 bin büyükbaş, 60 bin küçükbaş, 376 bin kanatlı hayvan ve 12 bin 517 arı kovanı ile oldukça geniş bir hayvancılık alanına sahip olduğunu ifade etti.

    “TARIMIN ÖNEMİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

    Dünya Çiftçiler Gününde tarımın önemini bir kez daha hatırlatan ve bir fırsat olduğunu belirten Başkan Alper Taban, tarımın sadece gıda üretimiyle sınırlı olmadığını aynı zamanda tekstil, ilaç, biyoyakıt ve hayvancılık gibi birçok sektörü de beslediğine değinerek, “Tarım, insanlığın varoluşundan bu yana temel geçim kaynağıdır ve güçlü bir ekonomi için de vazgeçilmezdir. Çiftçiler, sabahın ilk ışığından gece yarısına kadar çalışan, toprağa sevgiyle eğilen, emeğini alın terine dönüştüren değerli emekçilerdir” dedi.

    “TARIMDA İNEGÖL MODELİ İLE ÇİFTÇİMİZE DESTEĞE DEVAM”

    Tarımda İnegöl Modeli başlığıyla yenilikçi, katma değerli ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla her zaman çiftçilerin yanında olduklarını belirten Başkan Alper Taban, ‘’İnegöl Belediyesi olarak kırsal mahallelerde tarım ve hayvancılığa yönelik önemli faaliyetler yürütüyoruz. İnegöl Üreten Çiftçiler Kooperatifi, soğuk hava deposu, Özündenkuru Meyve Kurutma Tesisi, yeni ürün ekimi için fidan ve tohum dağıtımları, kırsal mahallelerimizde tarımsal ilaç hazırlama alanları, kuru fasulye hasat makinesi, taş toplama makinesi, koyun yıkama makinesi, tarım kitaphanesi, arı kovanı dağıtımı, ceviz soyma makinesi,eğitim seminerleri ve fuar ziyaretleri, Meyve Tanıtım ve Küçükbaş Hayvancılık Festivali gibi projelerle tarımsal üretimin artırılması hedefliyoruz. Ayrıca, çiftçilerimize ücretsiz tarımsal danışmanlık ve toprak analizi hizmetlerini de sunarak doğru yerde doğru üretimi sağlıyoruz.’’ dedi.

    “TARIMIN GELECEĞİ GENÇLERİN ELLERİNDE”

    Gençlerin tarıma olan ilgisini artırmanın ve teknolojiyi tarımla buluşturmanın önemine de değinen Başkan Alper Taban, “Geleceğin güçlü üretim metotlarını ortaya koyacak olan yeni nesillerin, tarıma yönelmesi bizim en büyük hedefimiz. Tarım istihdamın ve yerel ekonominin bel kemiğidir. Bu yüzden, gençlerimizi bu alanda yetiştirmeye ve onlara fırsatlar sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “HER LOKMA BİR EMEĞİN ÜRÜNÜDÜR”

    Tarımda İnegöl Modeli başlığı altında İnegöl Belediyesi’nin tarıma yönelik desteklerinin şehre değer kattığını vurgulayan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl’ün tarımsal üretim verilerini de paylaşarak şehrin tarım ve hayvancılıktaki güçlü potansiyeline değindi.

  • Bilecik ekonomiye güç katıyor

    Bilecik ekonomiye güç katıyor

    Pazaryeri Gündem / BİLECİK (İGFA) – Bozüyük ilçesinde faaliyet gösteren Park Cam üretim tesislerinde düzenlenen 3. Fırın Ateşleme Töreni, Bilecik Valisi Şefik Aygöl’ün katılımıyla gerçekleştirildi. Törende, sanayi ve üretim gücünün önemine dikkat çekildi.

    Yıllık 2 milyar adet cam ambalaj, kap ve şişe üretimiyle Türkiye’de cam piyasasının önemli bir bölümünü karşılayan Park Cam, yeni fırınla birlikte üretim kapasitesini yüzde 50 artırmayı hedefliyor. Bu hamle, sadece bölge ekonomisine değil, ülke genelinde sanayi ve ihracat kalemine de önemli katkı sağlayacak.

    Vali Aygöl, törende yaptığı konuşmada sanayicilere teşekkür ederek, Bilecik’in üretim gücünün artarak devam edeceğini vurguladı.

  • EPDK’dan 22 şirkete yeni lisans

    EPDK’dan 22 şirkete yeni lisans

    ANKARA (İGFA) – Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 10, 17, 24 ve 30 Nisan 2025 tarihlerinde yapılan toplantılarda enerji sektörüne yönelik önemli kararlar aldı.

    Toplamda 22 şirkete lisans verilirken, 7 şirketin lisansı sonlandırıldı ve 2 şirketin lisansı iptal edildi.

    Söz konusu kararlar bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

    TN Maleik Petrokimya A.Ş.’ye “TN Maleik Buhar Türbin Enerji Santrali” için 49 yıl süreli üretim lisansı, Alpine Tedarik Enerji ve Serhas Tekstil’e 20’şer yıl süreli tedarik lisansı, Bunker Petrol’e 15 yıl süreli ihrakiye teslimi lisansı verildi.

    Energy Pool Turkey ve Enko Enerji’ye 20’şer yıl süreli toplayıcı lisansı verildi. KRD Van Elektrik’in lisansı sonlandırılarak Aslanlı Van Elektrik’e, Rotor Elektrik’in lisansı sonlandırılarak Zorlu Yenilenebilir Enerji’ye, En 2 Rüzgar Enerjisi’nin lisansı sonlandırılarak Enerjisa Enerji Üretim’e yeni üretim lisansları devredildi.

    Panda Alüminyum’un lisansı sonlandırılarak Panab Van Enerji’ye, Egenda Ege Enerji’nin lisansı sonlandırılarak İyte RES’e yeni üretim lisansları verildi. Nepsun Solar’a 49 yıl süreli üretim lisansı, Pure Energy ve Inavitas’a 20’şer yıl süreli toplayıcı lisansı, Elan Energy’ye 20 yıl süreli tedarik lisansı, Sivrihisar OSB’ye 49 yıl süreli OSB dağıtım lisansı, Pekintaş Ess Enerji’ye 20 yıl süreli tedarik lisansı verildi.

    GBB Çevre ve Enerji’ye 20 yıl süreli tedarik lisansı, SMS Yatırım ve Akhisar Enerji’ye 49’ar yıl süreli üretim lisansı verildi.

    Öte yandan Megawatt Teknoloji’nin şarj ağı işletmeci lisansının yanı sıra Isparta Mensucat’ın üretim lisansı sona erdilirken, Zenginsöz Enerji ve Hasan Zenginsöz Enerji’nin biyokütle tesisi üretim lisansları iptal edildi.

    Petrol piyasasında ise Alkim Petrokimya, TP Petrol Dağıtım, Erman Madeni Yağ ve Skor Petrokimya’nın madeni yağ ve iletim lisans süreleri 2035 ve 2040 yıllarına kadar uzatıldı.

  • Keskinoğlu’ndan 10 Mayıs mesajı

    Keskinoğlu’ndan 10 Mayıs mesajı

    BURSA (İGFA) – 10 Mayıs Dünya Kanatlı Günü, Türk sektör temsilcilerinin kurucu üye olduğu Uluslararası Kanatlı Konseyi (IPC-International Poultry Council) tarafından 2012 yılından bu yana kümes hayvanlarının gıda güvenliği açısından önemine dikkat çekmek ve yetiştiricileri onurlandırmak amacıyla kutlanıyor. Bu yıl 20’nci yaşına giren IPC’nin dünya genelinde küresel ticaretin %90’ını temsil eden 27 ülkeden üyesi bulunuyor.

    Türkiye’nin en büyük piliç eti ve yumurta üreticilerinden olan Keskinoğlu Tavukçuluk’un Genel Müdürü Önder Matlı, Dünya Kanatlı Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, piliç eti ve yumurta sektörü olarak endüstriyel gıda üretimi konusunda dünya ile yarışacak düzeyde son derece gelişmiş alt yapıya sahip olduklarını kaydetti. Matlı, ülkemizin piliç eti üretiminde dünyada 9’ncu, Avrupa’da 2’nci sırada, yumurta üretiminde ise dünyada 10’ncu, Avrupa’da ise 2’nci sırada olduğuna işaret etti. Son verilere göre geçtiğimiz yıl ülkemizde 2 milyon ton piliç eti ve 20 milyarı aşkın yumurta üretimi gerçekleşti.

    “Ülkemizde kişi başı piliç eti tüketimimiz 25 kg’lara çıktı. Bu rakamın artarak devam edeceğine ve bu ivme ile yakın bir gelecekte, dünya rakamlarına yetişeceğimize inanıyoruz.” şeklinde konuşan Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı şöyle devam etti: “Yumurta tüketimimize gelince kişi başı yıllık yumurta tüketimimiz yaklaşık 220 adet. Bu rakam dünya ortalamasının altında. Sağlıklı bireyler, sağlıklı bir toplum için daha fazla protein tüketmeliyiz.”.

    “Keskinoğlu olarak ‘gelecek nesilleri önemseyen sürdürülebilirlik anlayışımızla’ üretiyoruz”

    Sektör olarak üretim süreçlerinin büyük bir dönüşüm geçirdiğini belirten Önder Matlı, “Artık 50 yıl öncesine göre aynı miktarda piliç eti üretmek için %75 daha az kaynağa ve %58 daha az suya ihtiyaç duyuyoruz. Keskinoğlu olarak; sağlığımız için çok önem arz eden piliç etini ve yumurtayı, ‘gelecek nesilleri önemseyen sürdürülebilirlik anlayışımızla’ üretiyoruz. Halkımızın uygun fiyatlı, kaliteli ve sağlıklı proteine ulaşmasında, sektörümüzün önemli bir misyon üstlendiğine inanıyoruz. “ dedi.

  • “Kuraklık Ustaları” projesi genç çiftçilerle buluştu

    “Kuraklık Ustaları” projesi genç çiftçilerle buluştu

    KONYA (İGFA) – Ereğli, Beyşehir ve Karapınar ilçelerinde düzenlenen oturumlarla üç gün süren eğitimlerde yaklaşık 80 çiftçiye ulaşıldı. Eğitimlere kadın çiftçilerin de katılımı, kırsalda iklim direncine katkı sunan kadın emeğini görünür kıldı.

    Programın açış konuşmasını yapan TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, iklim krizinin proje bölgesinde kuraklıkların sıklığını ve şiddetini artıracağına dikkat çekti. Tarımsal üretimi tehdit eden en büyük risklerden birinin kuraklık olduğunu belirten Dr. Öztürk, bölge halkının geçmişte yaşadığı kuraklık dönemlerinden önemli deneyimler kazandığını; bu süreçlerde edinilen bilgi ve üretim pratiklerinin, bugünün bilimiyle birleştiğinde kuraklıkla mücadelede yol gösterici olacağını ifade etti.

    Eğitimler kapsamında Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden, günümüz endüstriyel tarım sisteminde karşılaşılan ekolojik, ekonomik ve toplumsal sorunlara değinerek; agroekolojinin bu sorunlara nasıl bir çözüm yaklaşımı sunduğunu anlattı. Adıyaman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhan Akça ise kurak koşullarda tarımsal üretimin sürdürülebilmesi için uygulanabilecek yöntemleri çiftçilerle paylaştı.

    KURAKLIĞA DAYANIKLI TARIMSAL ÜRETİM YÖNTEMLERİ ÇEVRİM İÇİ EĞİTİMLERLE YAYGINLAŞTIRILACAK

    Proje kapsamında bugüne kadar 70 yaş üzeri deneyimli çiftçilerle yapılan görüşmelerle kuraklığa dirençli geleneksel yöntemler ve önemli bilgiler kayıt altına alındı. Bu bilgiler, 20-40 yaş aralığındaki genç çiftçilere yüz yüze eğitimlerle aktarılıyor. İlerleyen aşamalarda ise bu eğitimlerin çevrim içi platform aracılığıyla daha geniş bir kitleye ulaştırılması hedefleniyor. Ayrıca çiftçilerin farklı ürünlerin yetiştiriciliğine dair uzun yıllara dayanan deneyimleri, belgeseller aracılığıyla kayıt altına alınarak yaygınlaştırılacak.

    Bu doğrultuda hazırlanan eğitim içeriğinde ise agroekolojinin önemi, geçmişten gelen su tutma yöntemleri, kuraklığa dayanıklı tohumlar, toprak organik maddesinin artırılması gibi başlıklar yer alıyor. Ayrıca dünyadaki benzer iklim koşullarına sahip bölgelerden iyi uygulama örnekleri de eğitim içeriğinde bulunuyor.

    Kuraklık Ustaları Projesi, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen İklim Değişikliğine Uyum Hibe Programı (CCGAP) kapsamında yürütülüyor. Konya ilinin Karapınar, Ereğli ve Beyşehir ilçelerini kapsayan proje, yüzlerce yıldır var olan geleneksel tarım bilgisini genç çiftçilere aktararak iklim değişikliğine karşı dirençli üretim modelleri geliştirmeyi amaçlıyor.

  • CHP’li Sarıbal’dan kuru soğan eleştirisi! Fiyat farkı yüzde 220!

    CHP’li Sarıbal’dan kuru soğan eleştirisi! Fiyat farkı yüzde 220!

    ANKARA (İGFA) – CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında kuru soğan fiyatlarındaki uçurumu gündeme getirdi.

    Tarlada 6-8 liraya satılan soğanın marketlerde 25 liraya kadar yükseldiğini ifade eden Sarıbal, “Halde 16 lira, pazarda 23 lira, markette 25 lira. Üretici ve market fiyatları arasındaki fark yüzde 220’yi buldu. Üretici zarar ediyor, vatandaş soğan alamıyor” dedi. Sarıbal, yüksek enflasyonun emekçileri yoksullaştırırken sermayeye kaynak aktardığını savunarak, “Türkiye’de yoksuldan zengine, emekçiden saraylıya bir kaynak transferi var. Bu sistem halkı kuru simide, bir bardak çaya muhtaç bırakıyor” sözleriyle ekonomi politikalarını eleştirdi.

    “PLANLI ÜRETİM VAR AMA ÜRETİCİ YALNIZ”

    Sarıbal, kuru soğanın planlı üretim kapsamında olduğunu ancak üretim-tüketim dengesinin sağlanamadığını belirtti. Üreticilerin pazarlama zorlukları çektiğini ve üretim kararlarının bir önceki yılın fiyatlarına göre alındığını ifade ederek, bu durumun fiyat dalgalanmalarına yol açtığını söyledi.

    İHRACAT AZALDI, İTHALAT FİYATLARI DÜŞÜRDÜ

    2024’te kuru soğan üretiminin 2 milyon 632 bin ton olduğunu, Ankara’nın 990 bin tonla lider olduğunu kaydeden Sarıbal, “Ankara ve Amasya üretiminin yarısını karşılıyor. Ancak ihracat yüzde 27 azalarak 95 bin tona düştü. 2025’in ilk üç ayında ise sadece 2 bin ton ihracat yapıldı. Mısır’ın Avrupa’ya ucuz ihracatı ve Türkiye’ye yapılan 8 bin tonluk ithalat, Çukurova’da maliyeti 15 lira olan soğanın tarlada 6-7 liraya düşmesine neden oldu” dedi. Sarıbal, üreticilerin pazarlık gücünün artırılması için birliklere finansal destek verilmesini, Tarım Kredi Kooperatifleri ve belediyelerin soğan alarak halka dağıtmasını önerdi.

    “İTHALAT POLİTİKALARI TARIMI BİTİRİYOR”

    Sarıbal, AKP’nin ithalat politikalarının tarımı çökerttiğini vurguladı. 2021’den bu yana hayvan varlığında 6,6 milyon baş azalma olduğunu, 2024’te 423 bin baş canlı hayvan ve 81 bin ton kırmızı et ithalatına 1 milyar 235 milyon dolar (39 milyar TL) harcandığını belirtti. “2010’dan bu yana 12 milyar dolar ödendi ama ne et fiyatları düştü ne de halk ucuz ete ulaştı” diyen Sarıbal, Et ve Süt Kurumu’na damızlık hayvan ithalatı yetkisi verilmesini de eleştirdi. Ayrıca, 1 milyon ton mısırın sıfır gümrükle ithal edilmesi kararının hasat dönemindeki çiftçiyi vurduğunu söyledi. Sarıbal, tarım sektörünün bankalara borcunun Mart 2025 itibarıyla 970,1 milyar liraya ulaştığını, çiftçinin artan maliyetler, don ve kuraklık nedeniyle önümüzdeki bir yılı borç ve belirsizlik içinde geçireceğini ifade etti.

  • Türkiye mobilyada 6 dolar ortalama ihraç fiyatına ulaşacak

    Türkiye mobilyada 6 dolar ortalama ihraç fiyatına ulaşacak

    İZMİR (İGFA) – Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, mobilya sektöründe tasarım odaklı, katma değerli mobilya üretim ekosistemini kurmak için üniversitelerin mimarlık, orman endüstri mühendisliği, endüstriyel tasarım bölümü öğrencileri, mobilya sektöründe malzeme üreticileri, tasarımcılar ve katma değerli üretim yapan mobilya firmalarını “Kaliteli ve Katma Değerli Mobilya” panelinde buluşturdu.

    Panelin açılışında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk sanayisinin geleceği, ihracatın niteliği ve sürdürülebilir büyüme perspektifi için kaliteli ve katma değerli üretimin zorunluluk olduğunu dile getirdi.

    Mobilya sektörünün, Türkiye’nin en güçlü üretim kalemlerinden biri olduğunu bunun yanında istihdam yaratan, yenilik üreten ve yerli katma değeri yüksek olan stratejik bir sektör olduğunun altını çizen Eskinazi, “Ancak, sadece mobilya üretmekle sınırlı kalırsak, küresel rekabette geri düşeriz. Bizi geleceğe taşıyacak olan şey; hammaddeden son ürüne kadar değer zincirinin her halkasında katma değere odaklanmaktır. Katma değerli üretim demek; tasarımın, fonksiyonun ve çevreye duyarlılığın buluşmasıyla ihracatta kilogram başına düşen geliri artırmak demektir. Düşük hacimde yüksek gelir sağlayan bir ürün grubuna sahip olmak, Türkiye ekonomisinin dış ticaret açığını azaltacak temel taşlardan biridir” diye konuştu.

    Avrupa Yeşil Mutabakatıyla üretimde karbon ayak izini nötrlemenin ve sürdürülebilirliğin zorunlu hale geldiğine temas eden Eskinazi şunları kaydetti:

    “Türkiye’nin mobilya sektörü, bu sürece hızlı uyum sağlamış, geri dönüştürülebilir malzemeler, emisyonu düşük ve çevreci üretim süreçleriyle rekabette öne geçmiştir. Yeşil dönüşüm, bizim için bir yük değil; tam tersine, küresel pazarda Türkiye’yi farklılaştıran bir avantaja dönüşmektedir. Önümüzdeki dönemde üç temel alana odaklanacağız: Ar-Ge ve Tasarım ile sadece üretmeyeceğiz, yenilikçi yüzey teknolojileri, akıllı çözümler ve modüler yapılarla dünya trendlerini biz belirleyeceğiz. Sadece üretici değil, dünya çapında tanınan Türk markaları yaratmak öncelikli hedefimiz olacak. Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzla; doğaya saygılı bir üretim anlayışını yerleştireceğiz. Türkiye artık sadece üretim gücüyle değil, değer yaratma yetkinliğiyle öne çıkan bir ülke. Mobilyada sağladığımız kalite, inovasyon ve sürdürülebilirlik birleşimi, bu vizyonun en güçlü örneklerinden biridir. Güçlü üretim, sürdürülebilir ihracat, yüksek katma değerle geleceğe yürümeye devam edeceğiz.”

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -