Reuters ve Ipsos tarafından gerçekleştirilen ortak bir anket vardı.

Anket, ABD Başkanı Joe Biden’ın önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan başkanlık seçimleri öncesinde eski Başkan Donald Trump'a karşı yüzde bir puanlık bir üstünlüğe sahip olduğunu gösterdi. Anket iki gün sürdü. 

Bidenarzuerdoğral

Seçmenlerin yaklaşık yüzde 40'ı, başkanlık seçimleri bugün olsa Demokrat Parti'nin adayı olan Başkan Biden'a oy vereceklerini söylerken, Cumhuriyetçi Parti'nin adayı eski Başkan Trump'a oy vereceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 39’du.

Anket sonuçları, Trump’ın iş kayıtlarında tahrifat yapmakla ilgili olarak hakkında adli suçlamaların olduğu bir dönemde açıklandı.

Yine Reuters ve Ipsos tarafından 4-8 Nisan tarihleri arasında yapılan bir diğer ankette Biden, Trump'ın dört puan önündeydi. 

Anket, 5 Kasım seçimlerine altı ay kala, çoğu halen kararsız olan seçmenlerin oluşturduğu yaklaşık yüzde 3 puanlık bir hata payına sahipti.

Burada gün geçtikçe oy farkının kapandığını görüyoruz.

Trump, nisan ayının büyük bir bölümünü kendisine karşı açılan dört ceza davasının ilkinin görüldüğü Manhattan'daki bir mahkeme salonunda geçirirken Biden (81) ise yaşıyla ilgili endişelerin yanı sıra İsrail'in Gazze'deki katliamlarına verdiği destek nedeniyle kendi partisi olan Demokrat Parti'den bir kesimin ağır eleştiri oklarının hedefinde bulunuyor.

Anketler bu şekildeyken ABD Başkanı Joe Biden'ın politikalarını eleştiren Trump, İsrail'e  “Gazze'ye yönelik saldırılarını bir an önce bitir" demişti.

Trump, "Çok açık şekilde söylediğim şey şu; bu işi (saldırıları) bir kenara bırakın, barışa geri dönelim ve insanları öldürmeyi bırakalım." şeklinde konuşmuştu.

Katıldığı radyo programında 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleriyle ilgili ABD Başkanı Biden'a yüklenerek "Sahip olduğumuz bu aptal başkan yüzünden bütün dünya havaya uçuyor." demişti.

Peki başkanlık döneminde İsrail’e karşı Trump nasıl bir tutum takınmıştı.

Trump yönetimi İsrail ne istediyse yapmıştı.

Trumparzuerdoğral

ABD Başkanı Trump, iktidara geldiği 20 Ocak 2017'den gidene kadar İsrail’in faydasına ne varsa yapmıştı.

Önceki seçim kampanyasını İsrail taraftarlığı üzerine kurarak ülkedeki Yahudi lobilerinin desteğini almayı başaran Trump, başkan seçildikten sonra da hep İsrail lehine kararlar almıştı.

Trump, Yahudi asıllı damadı ve danışmanı olan Jared Kushner'in talebiyle İsrail'in tüm isteklerini kabul etmişti.

Uluslararası hukuku hiçe sayan Trump, Filistin-İsrail konularında kendisini yönlendiren kişilerin çoğunu Yahudi asıllı ve İsrail yanlılarından seçmişti.

Trump, Kudüs'ün tamamını "İsrail’in başkenti" olarak tanıyan kararı önceki başkanların aksine imzalayarak skandal bir karara imza atmıştı.

Trump yönetimi, 6 Aralık 2017'deki bu karardan aylar sonra 14 Mayıs 2018'de ise tam da İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği günün yıl dönümünde Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği düzenlenen bir törenle Kudüs'e taşınmıştı.

Trump dur durak bilmiyordu.

İsrail'in isteklerini ikiletmeden yerine getirirken

ABD Dışişleri Bakanlığı, 31 Ağustos 2018'de, Washington'un Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) yaptığı mali yardımları tamamen durdurma kararı aldığını açıklamıştı.

Trump da 6 Eylül 2018'de yaptığı açıklamada, ABD'nin ara buluculuğunda İsrail ile yapılması öngörülen barış görüşmelerine katılmayı kabul edinceye kadar Filistin'e mali yardımda bulunmayacaklarını dile getirmişti.

ABD yönetimi, Trump'ın bu açıklamasından sonra, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Filistinlilere hizmet veren hastanelere yapacağı 20 milyon dolardan fazla yardımı da kesme kararı almıştı.

Trump yönetimi, 10 Eylül 2018'de Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Washington'daki ofisini kapatma kararı almıştı.

Trump, 25 Mart'ta Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, "Golan Tepeleri üzerinde İsrail'in egemenliğini ABD'nin resmen tanıdığını" ilan eden başkanlık kararnamesini imzalamıştı.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul edilirken, Trump yönetimi bunu da yok saymış, o dönem ABD Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, Batı Şeria'da yer alan Yahudi yerleşim birimlerini yasa dışı olarak görmediklerini duyurmuştu.

Bilindiği üzere Trump’ın kızı yahudi oldu ve Yahudi olmak hiç kolay değil ama o başardı. Trump ise bundan oldukça memnun. Onun döneminde yaptıkları da ortada. Damadından dolayı Netanyahu ile ilişkileri de çok iyi! 

Şu an medyaya yansıyan açıklamaların aksine şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Biden’den Filistin konusunda hiçbir farkı yok. Al birini vur ötekine diyebiliriz. Yani Trump ABD Başkanı olursa İsrail politikalarında hiçbir değişiklik olmayacağını dile getirebiliriz.