Değerli refikim Doç. Dr. Hüseyin Arif Çakmak “Ne olacak CHP’nin Hali?” başlıklı bir yazı yazmıştı. Bu yazıdan çok faydalandım.

Değerli refikim Doç. Dr. Hüseyin Arif Çakmak 'Ne olacak CHP'nin Hali?' başlıklı bir yazı yazmıştı. Bu yazıdan çok faydalandım.

Bugünlerde 'ana akım' medyada CHP'nin 'hal-i pür melali' konuşuluyor.

Memlekette fiyatlar dört nala hatta tırısa kalkmış.

'Ana akım' medyanın gündeminde varsa yoksa CHP.

Fiyatların dört nala olması 'ana akım' medyayı pek ilgilendirmiyor.

Madem ki, herkes CHP'nin 'nasıl kurtulacağına' dair konuşuyor, ben de üç beş kelam edeyim.

Benim birinci teklifim CHP'nin 1950'lili yıllarda gündeme getirdiği bir 'çaredir'.

Bu 'çare' CHP'nin adını değiştirmesi teklifiydi.

1950'lili yıllarda bir kısım CHP'liler muhalefette oldukları halde sürekli oy kaybetmenin verdiği öfke ve panikle partinin ismini değiştirmek üzere partinin yetki mercini toplantıya davet ettiler.

Toplantıda; hem muhalefette olmak hem de sürekli oy kaybetmek 'nasıl bir şeydir?' diyerek isyan ettiler ve 'herhalde bizim partinin ismi milletin hafızasında olumsuz şeyler tedai ettiriyor' mülahazasıyla değiştirmeye teşebbüs ettiler.

Partinin yetkili üyeleri konuyla ilgili konuşmalar yaptılar.

Neredeyse herkes mutabık kalmıştı partinin ismini değiştirme hususunda.

Son konuşmayı parti genel sekreteri Kasım Gülek yaptı.

Fakat Genel Sekreter Gülek partinin adının değiştirilmesine kesinlikle karşıydı ve şöyle diyordu:

'Bu adı Atatürk koydu ve asla değiştirilemez!'.

Kasım Gülek'in cenaze namazını kimin kıldırdığını biliyorsunuz herhalde.

Ve sonuç olarak CHP kıl payı adını değişmedi ve bugünlere geldi.

Bu tarihi anekdotu vermenin sebebi şu:

2010'dan beri CHP makas değiştirmek için yol aramakta.

'Helalleşme' hamleleri yaptı

1950'lili yıllardaki CHP'liler ile günümüzde 'helalleşme' hareketini gündeme getirenler bence haklıdırlar

Zira milletimizin hafızasında tek parti dönemiyle ilgili olumlu imajlar yok.

Bu sebeple 1950'lili yıllarda teşebbüs edilen isim değiştirme meselesini hatırlatmış oldum.

Karar CHP'nin yetkili mercilerinde.

Ancak toplumun arayış içinde olduğunu hatırlatmak isterim.

Ülkenin iklimi son derece uygundur.

Pahalılık almış başını gidiyor.

Mutfakta yangın var.

Sıfır araba fiyatları ikinci el arabaların fiyatlarının gerisinde kalmış.

MTV iki defa ödenecek.

Memura verilen zam emekliden itina ile esirgenmiş ve adeta 'açlıktan ölebilirsin' denilmek istenmiş.

Köylü buğdayını biçmiş fakat satacak merci bulamıyor.

Yani millet kendini idare edecek parti arayışı içinde.

Dikkat ederseniz iktidar sürekli olarak CHP'nin tek parti dönemine atıf yaparak 'helalleşme' hamlesini sıfırlamakta.

CHP'nin için de 'helalleşme' hamlesini sıfırlamak için faaliyet gösterenler var.

14 Mayıs seçimlerinde milletimizin tercihini ortaya koydu.

CHP yıllardır aldığı yüzde 25 oy oranında 'istikrarını' korudu.

Seçmen iktidardan şikayetçi fakat CHP'de ümit ışığı göremedi.

İkinci teklifim:

CHP, bu milletin temel değerlerini anlamaya çalışmalıdır.

'İktidar olmak istiyoruz' diye nara atarak iktidara gelinmez.

Anıtkabir'de 'ağlayarak' iktidar olunmaz.

Karşısındaki partinin açığına ümit bağlayarak iktidar olunmaz.

CHP kendisini yenilemeli ama değişerek yenilemeli.

Görebildiğimiz kadarıyla CHP içinde sağduyulu partililer var fakat toplumu ikna hususunda henüz yeterli olamadıkları kanaatindeyim.